Geleceğinin nasıl şekilleneceği endişesiyle şu günlerde farklı çıkış noktaları arayan her birimiz, geçtiğimiz günlerde bizleri yakından ilgilendiren yeni bir gelişmeye daha şahit olduk. Hayatlarının en güzeli olacağı söylenen dönemlerini toplumun geri kalan kesiminden çok farklı geçiren, yıllar süren sınav stresi, son senelerinde eklenen iş yükü ve nöbet yoğunluğunun arasında tıp fakültesi öğrencilerinin belki de tek motivasyon kaynağı; en azından belirli bir amaçla, objektif ve herkes için aynı şartlarda değerlendirilecek bir sınavın sonucunda, ömür boyu icra etmek istediği uzmanlığın eğitimini almaya hak kazanmaktı.
Bugünlerde daha iyi çalışma şartları, bedensel ve psikolojik zarar görmemek ve gelecek kaygısı gütmeden daha rahat bir yaşam sürmek için; en yüksek unvanlarda öğretim üyelerinden, henüz yolun başında olan öğrencilere kadar herkes bir çıkış yolu arıyor. Kimileri yurtdışına çıkmayı, kimileri doktorluk dışı mesleklerle uğraşmayı seçerken, geneli öğrenciler ve pratisyen hekimlerden oluşan büyük bir kesim ise Tıpta Uzmanlık Sınavına (TUS) hazırlanarak istediği dalda uzmanlaşmak için büyük bir özveriyle çalışıyor.
Yıllardır kendi içinde oluşturduğu kültürüyle TUS dünyanın en zor sınavlarından bir tanesi olsa da, değerlendirilme aşamasındaki objektiflik, yıllardır değişmeyen sistemi, mevcut soru ve puan dağılımıyla tüm zorluklarına rağmen; her tıp fakültesi mezununun çalışarak başarılı olabileceğini geçtiğimiz yıllarda sayısız kez kanıtlamış bir sınav. Hangi tıp fakültesinde eğitim alırsa alsın, hiçbir adaya anlamlı bir üstünlüğün verilmediği şu anki sistem; okul puanlarının hesaplamaya katılacağının açıklanmasıyla sekteye uğramak üzere. Geçtiğimiz 6 yılda eğitim alan öğrenciler bu bilgiden bihaber eğitim hayatlarını geçirmişken, bir gecede geleceklerini değiştirecek bu haberle yüzleşmek zorunda kaldılar. Yine yüzlercesi TUS çalışmak için yeni istifa etmiş hekimler, hizmet puanlarının TUS puanını etkileyeceğini de bizlerle beraber henüz öğrenmiş durumdalar.
Öncelikle toplumda yer etmiş kinin merkezine çekilen abartılı zam haberleriyle halkın önüne atılan hekimler, sonrasında geri çekilen yine aynı zammın grevini yaptıkları için aynı meydana tek başlarına koyuldular. Bizler, sağlık çalışanlarına şiddet gösterenlerin hak ettikleri cezaları çekmesini; 36 saat nöbet tutan asistanların, 5 dakikada bir hasta görmeye zorlanan hekimlerin, maaşların dünya şartlarında oldukça düşük seviyelere gelmesinin, hekimlerin özel sektör ve yurtdışını birincil öncelikleri haline getirmesinin çözümlerini beklerken gündemde bile olmayan bir anda TUS sınavı için yapılan bu değişiklikleri anlamakta güçlük çekiyoruz.
TUS konusunda bir değişikliğe gidilecekse bile yıllardır dershanelere öğrencileri neredeyse mecbur bırakan bu sistemin daha iyiye yöneleceğine dair umut besleyen hekimler, beklediklerinden çok farklı değişikliklerle karşılaşmış oldular. Artık sadece sonsuz uzunlukta notlar okumak, her gün sayısız şekilde eklenen yenilikleri takip etmek, gününün yarısını ayırdığı kitaplardan fırsat bulduğunda güncel makaleleri okumak gibi görevlerinin yanına, okul ortalaması ve iş hayatına başladığı anda karşısına çıkacak yeni değerlendirmeler de eklendi. Çözüm bulma arayışında bizleri her gün biraz daha yok sayan bu fikirlerin tek katkısı, bizi farklı çözüm arayışlarına daha hızlı itmek gibi görünüyor. Yabancı dil çalışan binlerce meslektaşımız, hocamız, arkadaşlarımız alınan bu kararlarla daha motive bir çalışma sürecine çoktan başladıklarını söylüyor. Biz ülkede doktorluk mesleğinin layık olduğu yere geleceğine olan umudumuzu hala canlı tutsak da, bu yolda en azından TUS'umuza dokunmayın diyoruz.
Yeni eklenecek puanların nasıl dağıtılacağına dair hiçbir güvencenin olmadığı bu şartlarda, kaliteli eğitim veren tıp fakültelerinin yerini not bolluğuyla öğrenci çekenlerin almamasını diliyor ve sınava çalışan tüm adaylara başarılar diliyoruz.

Buradan ulaşabileceğiniz dilekçe ile siz de CİMER'e kendi adınıza başvuruda bulunarak, bu değişiklik konusunda fikirlerinizi iletebilirsiniz.
Stj. Dr. Kaan Emre Yılmaz
Comments