top of page

BİZ OLMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER

Bazen hayatımızda istemeyerek yaptığımız eylemler, istediğimizde yapamadığımız ya da yapmadığımız eylemler vardır. Bu durumlar bizde zamanla içe dönük bir öfke ve gerginlik hali yaratır. Kendiniz gibi olamamanın nedenlerini anlamak için aşağıdaki testi çözebilirsiniz.


1.Size üstü kapalı bir şekilde en iyi arkadaşlarınızdan birinin hakkınızda iyi şeyler konuşmadığı söyleniyor. Birkaç gün sonra onunla karşılaşıyorsunuz:

■ Hiçbir şey olamamış gibi davranıyorsunuz ama ona karşı öfkelisiniz.

▲ Arkadaşınız her zamanki gibi davranıyor. Muhtemelen size söylenenleri yanlış yorumladınız.

● Buz gibisiniz, ona arkadaşlık ilkelerini hatırlatıyorsunuz.


2.Hangi zorluğa cesaret edemezsiniz?

● Muhalif bir topluluk önünde söz almak.

■ Tek başına dünyayı dolaşmak.

▲ Her şeyi geride bırakmak ve yeniden başlamak.


3.Bir zamanlar olduğunuz çocuğa hangi deyişi armağan ederdiniz?

● Hata en iyi öğretmendir.

▲ Söz gümüşse sükût altındır.

■ Gücün zayıf yönlerinde saklı.


4.Önünüze güzel olmamış bir akşam yemeği servis ediliyor, ev sahibi ise mahcup olmuşa benziyor. Onu nasıl teselli edersiniz?

■ Yemekten biraz daha isteyerek.

● Sofrası hakkında iltifat ederek.

▲ Konuyu dağıtmak için sohbete devam ederek.


5. Ergen çocuğunuz sürekli dışarı çıkıyor ve ders notları giderek kötüleşiyor. Onu tekrar nasıl düzene sokarsınız?

▲ Onunla ‘’Peki ya sen durumu nasıl görüyorsun?’’ konulu bir konuşma yaparsınız.

● Psikolog ya da rehber öğretmen gibi bir uzmandan tavsiye alırsınız.

■ Babasından (veya annesinden) duruma el koymasını istersiniz.


6. Öfkeden küplere bindiniz. İç huzuru bulmak için kendinize hangi öğüdü verirsiniz?

● Ne hissettiğini ifade et.

▲ Kendini/diğerini yargılama.

■ Kendine güven.


7. Hangi karakterden en çok korkarsın?

■ Agresif enerjili ve kışkırtıcı biri.

▲ Rahatsız edici bir gülümsemeye sahip bir manipülatör.

● Acımasız hükümleri olan bir yargılayıcı.


8. Tatilde tam dinleniyorken huzurunuzu ne kaçırabilir?

● Tüm planlarınızı altüst eden bir davet.

■ Yakınlarınızla gerginlik veya sürtüşme.

▲ Bitmeyen ziyaretler ve çat kapı gelen arkadaşlar.


9. Terfinizden bu yana endişeli olan üstünüz iş arkadaşlarınızla aranızı açmaya çalışıyor.

■ Ona niyetleriniz hakkında güven verici mesajlar göndermeye çalışırsınız.

● Herkesle diplomatik açıdan köşeleri yuvarlamaya çalışırsınız.

▲ İnisiyatif almaya cesaretiniz kalmaz.


10. Birine yapıcı eleştiride bulunmayı bilmek şunları gerektirir.

▲ Cesaret ve beceri

■ Kesinlik ve tarafsızlık

● Güven ve iyi niyet


11. İş yerine geliyorsunuz ve birden fısıldaşmalar kesiliyor. Kendinize ne diyorsunuz?

● Beni dahil etmedikleri sürece…

▲ Her gruba bir günah keçisi her zaman lazım.

■ Yine bir gaf yaptım sanırım.


12.Sokakta yaşlı bir kişiye yapılan bir terbiyesizliğe şahit oluyorsunuz.

▲ Mağduru teselli edersiniz.

● Durumu kötüleştirmek korkusuyla müdahale etmezsiniz.

■ Terbiyesize ağzınıza ne gelirse söylersiniz.




■ ▲ ●
1 B C A
2 C A B
3 A B C
4 A C B
5 C B A
6 C A B
7 B C A
8 C B A
9 A C B
10 C B A
11 C A B
12 A B C












A’lar çoğunluktaysa

YARGILARA TUTSAKSINIZ

Sebebi: Psiko-duygusal bağımsızlıkta bir zayıflık. Bir yanda duygularınız ve derin inançlarınız var, diğer yanda ise ‘’kötü’’, taşkın veya uygunsuz değerlendirdiklerinizi susturan, şekle sokan veya bastıran bir sansürcünün dominant sesi. Birçok içsel çatışma, aşırı düşünme ve eşiniz, arkadaşınız, iş arkadaşınız gibi diğerlerine detaylar üzerinden sataşmaya eğilim de bir miktar buradan kaynaklanıyor. Sanki size kendiniz olma imkanı vermedikleri için onlara kızıyorsunuz. Oysaki bunun doğru olmadığını siz de biliyorsunuz. Kendinizle uyum içinde yaşama konusundaki zorluklarınız, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, kendinizi bir imaja sadık kalmaya zorlamanızdan kaynaklanıyor. İçsel gerginliğiniz, yüzeydeki ve derindeki benliğiniz arasındaki çekişmelerden kaynaklanıyor. Başarısızlık korkusundan ziyade sizi engelleyen; gülünç olma, sosyal ya da duygusal dışlanma, ‘’ ne derler’’ korkusu. Bu otosansürün birkaç olası nedeni var: Ebeveynin içsel yansıtmalarının saldırgan olması, performansa ve dolayısıyla yargıya dayalı yetiştirilme, eğitim aracı olarak suçluluk duygusu ve hatanın ahlaki yanlışlıkla bağdaşlaştırılması.

Sonuç: Doğallığınızı kontrol altında tutuyorsunuz, diğerlerinin bakışının endişesiyle yaşıyorsunuz ve sırası geldiğinde siz de yargılıyorsunuz.

Gelişmek için: İlk adım, içinizdeki yargıca bir yüz ve isim vermeyi deneyin. Bu kişi bir ebeveyn, büyükanne/büyükbaba veya bir eğitmen olabilir. Onu belirliyor olmak, etkisini azaltmayı mümkün kılar. İkinci adım, bir istek veya arzuyu ifade ettiğinizde, içinizde ortaya çıkan zıtlıkları sorgulamanız. Bu gerçekten aklın sesi mi? Örneğin bir arkadaşınızın davetini reddetmek istiyorsunuz, iç yargıcınız ‘’Bunu ona yapamazsın, bu iyi değil’’ diyor. Bu noktada durmayın ve ‘’Bunun nesi ‘iyi’ değil?’’ diye sorun. Savunma avukatı rolü oynayın. Gerekirse içsel çatışmayı güvenilir bir yakınınızla paylaşın. Sonuç olarak tamamen netleştirilmiş bir karar almayı amaçlayın.



B’ler çoğunluktaysa

ÇATIŞMA YARATMAKTAN KORKUYORSUNUZ

Sebebi: Kendinden emin olmada bir eksiklik. Kavga başlatma riski taşıyan gergin ortamlardan, tartışmalardan, laf yarıştırmaktan veya taraf almaktan kaçınıyorsunuz. Diplomasinizi, iyi niyetinizi ve ölçülülüğünüzü sıklıkla övüyorlar. Bu yanlış değil ama bu asil nitelikleri hangi içsel gerilimler pahasına sürdürüyorsunuz? ’’Üzerinize almak’’, diğerleriyle ve duygularınızla ilişkinizi şüphesiz en iyi tanımlayan ifade. Duygularınızın taşmasını engellemek için eleştiriler karşısında tepkisiz kalıyorsunuz; ağzı sıkılık ve hatta bazen de itaat kartını oynuyorsunuz. Oysaki adlandırılmadıkları sürece duygularımız ruhumuzda korkuluklar gibi asılı kalır. Ruhumuzu korkuyla ellerinde tutarlar; sevilmeme, terk edilme, kötü davranılma korkusu gibi. Bu korku, anlaşmazlığı mağlup çıkacağınız bir savaş olarak görmenize neden olan bir dev aynası gibidir. Korkunun köklerini geçmişte aramak yararlı olacaktır. Duygusal ya da ruhsal olarak baskıcı veya şiddete başvuran bir ailede mi büyüdünüz? Çelişkiler ve anlaşmazlıklar saldırganlık olarak mı algılanıyordu? Bilinçdışı düzlemde, ödipal döneme ilişkin derin bir suçluluk duygusu da kişinin konumu ve arzuları arkasında korkusuzca durmasını sağlayan sağlıklı agresifliğin bastırılmış olmasını açıklayabilir.

Gelişmek için: Kendinden emin olma alıştırması yapın. Çevrenizin onayına ihtiyaç duymayan düzenli olarak bir eylemde bulunmaya çalışın: ‘’Bu hafta sonu bir öğleden sonrayı dinlenmeye ayırıyorum o kadar!’’ gibi. Tekliflere verdiğini yanıtları sistematik olarak erteleyin: ‘’ Sana hemen cevap veremiyorum, biraz düşünmem lazım.’’ gibi. Benzer şekilde agresif veya hakaret eden bir muhatabınız olduğunda, tartışmayı net bir şekilde sonlandırın ve saygısızlık yapılmayacağından emin olduğunuzda devam edeceğinizi belirtin.



C’ler çoğunluktaysa

KARAR ALMAKTA ZORLANIYORSUNUZ

Sebebi: Kendini tanıma eksikliği. Tereddüt ediyor, telaşlanıyor, tavsiye istiyor, karalarınız ve sözlerinizden geri dönüyorsunuz. Bu durum, derindeki arzunuzun arkasında durmakta zorlandığınızdan değil onu bilmediğinizden kaynaklanıyor. Bu nedenle kendinizle uyumunuz çoğunlukla tesadüflere ve dış koşullara dayanıyor. Huzurlu hissediyorsunuz çünkü ortam iyi, hava güzel, hava güzel, size bir terfi verildi veya iltifat edildi. Ancak bir projeyi başlatmak, duruş almak veya hayatınıza yön vermek için karar almak söz konusu olduğunda kendinizi dalgalarla oradan oraya sürüklenir halde buluyorsunuz. Yanlış yoldan gitme, fırsatı kaçırma veya zaman kaybetme korkunuz büyük ölçüde kim olduğunuzu gerçekten bilmemenizden kaynaklanıyor.

Sonuç: Duruşlarınızın birçoğu derindeki varlığınızla uyumlu şekilde değil, tesadüfen alınmışlar ve bu da size gerçekten yaşamıyormuşsunuz izlenimini veriyor. Arzu ile inişli çıkışlı olan bu ilişki nedenlerini en uzak geçmişinizde bulur. Örneğin duygusal olarak soğuk veya depresyon sebebiyle manevi yönden namevcut bir anne, insanın tekil özelliklerini görmezden gelen ‘’işlevsel ve standartlaştırıcı’’ bir eğitim veya aralarında görünmez bir yere sahip olduğunuz kardeşler…

Gelişmek için: Hayatta içsel olarak kendinizi iyi hissettiğiniz anları tespit etmeye ve listelemeye çalışın. Ardından bir veya daha fazla sabit unsur bulmayı deneyin (sessizlik, arkadaş sohbetleri, doğa vs.). Böylece günlük hayatınızda kişisel ihtiyaçlarınız ve dolayısıyla derindeki varlığınızla uyumlu kelimeler ve eylemler ortaya koymanızı sağlayacak bir iç kimlik haritası çizilir. Aynı zamanda kendinizi yavaş yavaş diğerlerinin fikirlerinden uzaklaştırmayı da deneyebilirsiniz.


ELİF KAYA



Kaynak: PSYCOLOGIES Mart 2019

48 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

STRES

bottom of page