İnsan olmanın en temel ihtiyaçlarından bir tanesi değerli olma ihtiyacıdır. Kendimize hak ettiğimiz değeri vermemek çoğunlukla mutsuz olmamıza, özgüven ve özsaygı eksikliğine, hayat kalitemizin düşmesine yol açar.
Değersizlik duygusunun hakim olduğu insanlar genellikle hayır diyemezler, övgü kabul edemezler bir başarı elde ettiklerinde kabul etmekte zorlanabilirler, başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerini gereğinden fazla önemserler, kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslama yetersiz hissetme eğilimindelerdir, bir başkasının onlar hakkındaki düşüncelerinin özdeğerlerini belirlemelerine izin verirler, özgüvenleri düşüktür, toksik ilişkilerden uzaklaşamazlar, kendilerine değersiz olduğunu hatırlatacak narsist kişilere eğilim duyabilirler, kabul görmek için olmadıkları biri gibi davranabilirler, gerçek durumunu kabullenmeyerek devamlı kötümser veya fazla iyimser olabilirler. Kimi insanlar ise değersizlik duygusunu gizlemek adına aşırı özgüvenli davranabilir. Kendini değersiz hisseden insanlar dengeli bir ilişki yaşamakta zorlanırlar ya kendilerini küçük görürler ya da karşılarındakini. Eğer sizler de bu özeliklerden çoğunu yaşıyorum derseniz değersizlik duygusunu hissediyor ama durumun farkında olmayabilirsiniz bazılarını hissediyor iseniz de düzeltmek de fayda var. Klinik psikoloji profesörü ve bilişsel davranışçı terapi uzmanı Stéphane Rusinek’e göre değerlilik hissi özellikle çocukluk döneminde fiziksel, zihinsel ve ilişkisel yaşam deneyimleri üzerinden inşa ediliyor. Çocuklarını ve kendilerini aşağılayıp her daim suçlayan ebeveynler, güven hissi eksikliği olan ve sağlam bir kimlik inşa edemeyen çocukların yetişmesine sebep oluyor. Bir diğer psikoterapist Elisabeth Martin ise ‘’Kendinize değer vermek ve saygı duymak için saygı ve değer görmüş olmanız gerekir.’’ diyor. Çocukluk döneminde yaşanılan başka çocuklarla kıyaslanma, sadece başarılı olunduğunda fark edilme ve önemsenme, kendi kimliğini ortaya koyan bir davranışta susturulma ya da yok sayılma tüm bunlar bizi belli başlı kalıplara iter ve kendimiz olduğumuzda kabullenmeme korkusu ve değersizlik duygusunun temellerini atar. Büyüdükçe karşılaştığımız sorunlar ve insan ilişkilerinden alınan yaralar bu duygunun kökleşmesine yol açar. Zamanla kendimizi daha acımasızca yadırgar kendi kendimize ‘’Hiçbir şeyi beceremiyorum.’’, ‘’Başaramıyorum’’, ‘’Yetersizim’’, ''Hiçbir şeyi hak etmiyorum ‘’ gibi cümleler kurarız.
Değersizlik duygusu hayatımızda uzun süreler devam edebilir ama biz bazen bu durumun farkında değilizdir bazen de değiştirmek istemeyiz. Bunun nedenini psikolog ve psikanalist Slyvie Protassieff kendini değersizleştirme aslında güvenli bir limandır diyerek açıklıyor. Bu şekilde insanların kendilerine acınılmasını, sevilmeyi, ilgi görmeyi bekleyebildiklerini bu durumun onlarda bir alışkanlık ve savunma mekanizması haline geldiğinden bahsediyor. Stéphane Rusinek’e göre ise bu varsayımsal zayıflık hali sorumluluklardan arınmak, bazı durumlardan ve görevlerden sıyrılabilmek için iyi bir bahane.
Değersizlik duygusu zihninize çocukluğunuzda veya sizi değersiz hissettiren tekrar eden olaylarla güçlü bir şekilde kodlanmış olabilir ancak özdeğer yeniden inşa edilebilen bir olgudur. Hissettiğiniz değersizlik duygusunun boyutuna ve hayatınızı etkileme şekline göre bir uzmandan yardım alabilirsiniz. Eğer bir uzmanla görüşme şansınız yoksa aşağıdaki önerileri deneyebilirsiniz.
Comments